13 Şubat 2014 Perşembe

SOFRASI HERKESE AÇIK OLMAK

 Efendimiz (s.a.v)i  Ebu hureyri  Hazeretleri anlatıyor: Ben aç geldim sen beni doyurmadın nasıl olur  YA RABBİ seni nasıl doyuracaktım? Ben aç gelmiştim bir mümin kulu aç olarak göndermiştim sen onu yedirmedin yedirseydin beni yedirmiş olacaktın , susuzluğunu giderseydin benim susuzluğumu gidermiş olacaktın önceki derlememde de bahsettiğim gibi herkese Allahın misaifi gözüyle bakmamız lazım 
Bizler yeryüzü misaifirleriyiz zaten ama biz neden bu halimizi tavrımzı kaybettik . Figen hanım anlatıyor MARMARA SAĞLIK FEDERASYONU diye bir organizasyonumuz vardı o organizasyonun içinde sağlık çalışanları arkadaşalrın değişik meslek grublarından arkadaşalr vardı  neler yapabiliriz diye beyin fırtınası yaparken aile içi zerafet, nezaket, diksiyon derken konuşmak kelimesinden çok eşlerin birbirine hitapları, çocukalarına hitapları, bunlarla ilgili bir kursmu yapsak acaba diye düşünmüşler. 
Sosyal çevre  içinde bir kasiyere bile verebilirimsiniz deniyor? keşke diyebilsek herzaman  ama dış dünyada böyle nezaket gösterip evde paldır küldür bir hal sergileyen bir tavır! bu sebele iki aile ile görüştük diyor biri çok güzel bir aile hanımı diğeride çok zarif bir hanımefendi nasıl yardım alabiliriz diye konuşurken 2nci hanım Türkiye'de doğmuş ama 80'li yılların başında babası karışıklıklardan kurtarmak için İsveç'e yollamış ordan Amerika' ya ordan İngiltere'de lady'lik okuluna gitmiş böyle misafir ağırlama konularında özel bir eğitimi var ama ben ailemden aldım  ilk eğitimimi  demiş 3yıldır Türkiye'deyim çok şaşırırdım herkes sabırısz, herkes panik, birbirlerine karşı üslupları farklı ben böyle bilmiyordum vatanımı neden böyle.. Sonra bizim misafir ağırlamaktan tutup aile içindeki üslubumuza kadar herşeyimizin temelinde Allah rızası vardı ve bu güzel ahlakı öğretirken güzeller güzeli efendimiz s.a.v. güzel ahlakı efendimiz s.a.v gelen bir geleneğimiz bir göreneğimiz  vardı. Aile içi sevgiden önce gelen korku değil saygı vardı yani küçücük çocuğuda saygı duyulurudu ..Şimdi bizim dini değerlerimiz ve gelenek dediğimiz uzuun toplumsal değerlerimizin yerine davetsiz bir misaifire MERHABA dedirttik .Televizyon geldi seyrettiğimiz dizilerle Brezilya'nın kültürü geldi Amerika'nın kültürü geldi ben hayatımda bara gitmedim desem yalandır (konu o değil ama)çünkü o koyboy filimlerinde o kapısı açılan kapanan barlara girdik çıktık sanki şuan gerçek hayatta bara gitmedik desekte bir barda ne var ne yok biliyoruz doğal geldi bu beynimize ..böyle bir misaifirlik anlayışı değişti hiç farkına varmadan bizim öz değerlerimiz yerine farklı değerler geldi .. 
Şu yarım yamalak dünyada ne tam müslümanız ne de tam diğer kelimeyi kullanamak istemiyorum .. İşte artık çalışma hayatı falan derken çocuklar aileden değil basından gördü bir çok şeyi gelenekelerimizi unutuldu bunun içinde biz kültürünün  yerine ben kültürü geldi .Misafir yük demek oldu .Misafriliğin anlamı gitti ve biz bunları  kendi adımıza yorgunluk olarak ifade eder olduk .Bu yüzden nasıl hedefin misaifriler değil Allah'ın rızası olduğu düşünülüp ve her misaifirinde bir fırsat olduğunuda düşünmek lazım .
Dünyada iki çeşit insan vardır bir efendimiz s.a.v den dolayı mümin kardeşim birde hz. Adem'den dolayı gelen insan kardeşim veya bir kısmı mümin bir kısmı ehli davet yani inanan ve inanmyan demek yerine inanan ve ehli davet diye ayırıyorum diyor figen hanım ehli davet dediğimiz dinin güzelliklerini nasıl anlatabilirisin nasıl ona el uzabilirsin senin derdin hangi dünya görüşünde olursa olsun senin sayende Allah'a doğru açılacak bir yol bulması peygamber efendimiz hangi metodu kullanmış diiye baktığımızda herkesin bilidği hatice validem çok zengindi ve efendimize s.a.v hibe edercesine bütün malını mülkünü feda etmişti nerde kullanıldı bu mal bu mülk servet yemek yedirmede kullanılıdı kimlere yemek yedirdi Ehli iamana evet kıtlık döneminde hz. hatice validemiz ambargo oldu ama onun öncesinde iman ehli olmayan akrabalarına ehli iman olmayan insanlara en güzel sofralar hazırlandı yemeğin ardından efendimzi s.a.v. dinimizi anlattı Allah'ı anlattı ve Resulu olduğunu anlattı demek ki benim gönüllere girmem için en güzel üslubum ikramdır. Evimi ikram etmessem nasıl bir ikrama gidebilirim ki elimdeki evimi kulllanmassam ikran etmezsem nasıl Allah'ı ve Resulü sevdiğimden bahsedebilirim ki ..

DERLEYEN:Emel Kaya Kartav
  

Hiç yorum yok: